30 Aralık 2012 Pazar

Facebook Zamanı



MUTFAĞIMIN PENCERESİ ARTIK FACEBOOKTA 

Evet artık facebook'tayız ve sizi de bekliyorum . :)

29 Aralık 2012 Cumartesi

Kitap

YILDIZLI VE YAĞMURLU 
GECELER



Muhteşem bir Maeve Binchy romanı. Bu kitaptan önce İtalyanca Aşk Başkadır ve Gümüş Yıldönümü'nü okumuştum. O andan itibarende kendisinin kitaplarını buldukça okumaya karar verdim. Okulun kütüphanesinde rastladığım bu kitabı da hemen aldım. İyi ki almışım. Hemen de okudum zaten.

Birbirinden farklı yaşamaları olan çok farklı insanları bir gün, bir yerde, bir şekilde birleştiren Maeve Binchy bu kitabında da muhteşem bir kurgu yapmış.

Kitaplarının beni en çok etkileyen yanı aslında kitaplarında gerçekliği görmem. Farkında olmadan belki bir belki de bir çok kişinin hayatı ortaktır,bir şekilde birbirine bağlıdır ama hayat koşturmacası içinde bunu göremiyoruzdur.

Sizde onun bir kitabını okuyun benim gibi seveceksiniz.

Lila Kutu

LİLA KUTU


Sobeledim sobeledim :) Lila Kutu'nun Noel Babalarından birini de ben sobeledim. Ocak- Şubat- Mart ayı için ücretsiz Lila Kutu kazandım. 

Zaten abone olmayı istiyordum,aboneliklerin açılmasını beklerken Lila Kutu ne istediğimi bilir gibi bana bu güzel hediyeyi verdi.

Yeni yılımın ilk hediyesini de bana Lila Kutu verdi. Teşekkürler Lila Kutu.

Not: Kutular benim Ankara'da ki evime gidecek. Ocak kutusunu geldiğinde sizinle paylaşacağım ama diğerleri biraz gecikmeli gelebilir.


2 Aralık 2012 Pazar

Eskişehir'de Olup Bitenler

ANADOLU JET SPONSORLUĞUYLA

AÇILMAMIŞ KANATLARIN BÜYÜKLÜĞÜ BİLİNEMEZ ETKİNLİĞİ

ANADOLU JET JETGENÇ kampüs etkinlikleri kapsamında bizim üniversitemize de geldiler. Özlem Yurdanur ÖZGENÇ  gelecekte ki kariyerlerimiz konusunda yapılması ve yapılmaması gereken konularda, Ali Nasuh MAHRUKİ de herkesin kendini keşfetmesi gerektiğini ve tutkularının peşinden gitmesi gerektiğini yaşadığı ilginç ve sıra dışı anılarla belgeleyerek hepimizi etkilediler. 


(Katılımın belgemin buruşukluğu ve net olmayışından dolayı özür dilerim buranın imkanları böyle :( ) 

Etkinlik boyunca #jetgenc hashtag i ile aktif bir şekilde konuşmacılarımıza katıldık. Öğrencilerin uçmasını isteyen Anadolu Jet'e " Aklımız havada... Ne işimiz var yerde ?" dedik. 

Anadolu Jet'in etkinlik öncesi bize süprizleri vardı. Bir kişiye gidiş dönüş uçak bileti, iki kişiye Anadolu Jet uçak maketi hediye edilecekti. Anadolu Jet koordinatörü Kümbet Beyle olan sıkı pazarlığımızla birlikte (ki ben 20 bilet istedim. Slogana göre konuşurum arkadaş uçmayan kalmayacaksa madem 20 bilet olsa iyi olurdu haksız mıyım? ) 5 bilet alabildik. Maket uçakları da 10 a çıkarttık. 

Bütün bunların yanı sıra Anadolu Jet bizim için bir armağan paketi daha hazırlamıştı işte onun içindekiler.


Bu güzel hediyeler şöyle sıralanıyor.
 Anadolu Jet dergisi
Anadolu Jet defteri
Anadolu Jet kalemi
Araba kokusu (bu garip farkındayım nedenini bende bilmiyorum)
2012 takvimli bir ayraç (2012 bitmek üzere biliyorum buda garip )
Anadolu Jet şapkası 
Küçük yapışkanlı kağıtların olduğu (renkli renkli olan işte oradaki şey) blok not (diyeyim siz anlayın)
AÇILMAMIŞ KANATLARIN BÜYÜKLÜĞÜ BİLİNEMEZ etkinliği katılım belgesi.

Etkinlikten öğrendiğim bir sürü şey oldu. Etkinlik hakkında ne söylersin deseler ilk söyleyeceğim şey Ali Nasuh Mahruki'nin yaptığı şeylerin sadece birini yapmaya yeltenseydim o an kalp krizinden ölürdüm. Sunumunu kendi tırmanışlarından videolarla desteklediği için bütün salon kendisini hayranlıkla dinledik.

Özlem Yurdanur Özgenç ve Ali Nasuh Mahruki ' ye tekrar teşekkür ederim.

Bu arada çekiliş sorunlarını merak edebilirsiniz. 291 numarayla yarışmaya katıldım ayrıca twitter dan yaptığım güzel katılımlardan ötürü bana 5 hak daha verdiler. Ama ne bilet ne de maket kazandım. Olsun önemli olan katılmaktı.

Eğer bir gün bir yerde bu etkinliği görürseniz ve imkanınız da olursa ona katılın ve bu deneyimi sizde yaşayın




30 Kasım 2012 Cuma

TAG

I LOVE WİNTER TAG :)

KIŞI SEVİYORUM

Youtube'da tag videoları gördükçe bende bir tag videosu hazırlamak istiyorum. Gelin görün ki teknik arızalardan dolayı fotoğraf bile çekemezken video çekmek ne mümkün. Bende dedim ki o zaman bu ben bu işi blogumda yapmayı deneyeyim. Bakalım neler olacak. 

İşte soruları
  1. Favori lip balm ve krem
  2. Favori oje veya ojeler
  3. Favori kış içeceği
  4. Favori ruj
  5. Favori parfüm
  6. Kışın takmaktan hoşlandığın 3 aksesuar
  7. Kışın çantandan ayırmadığın 3 şey
  8. Kışın makyaj çantanda bulunması gereken 5 ürün
  9. Kışın hoşuna giden mevsimsel olaylar
  10. Kış için favori saç bakım ürünü
  11. Kış için favori 3 cilt bakım ürünü
Tabi işte cevapları:

  1. Benim yaz kış ayırmadan kullandığım tek lip balm(dudak koruyucusu bunların daha çok Türkçe isimleriyle kullanılmasından yanayım) Nivea nın dudak koruyucusudur.El kremimse şimdilerde favori olarak edindiğim Flormarın meyveli el kremleri.



2. Kış için en sevdiğim oje Golden Rose 118

3. Favori içeceklerim su, sıcak çikolata ve ıce tea mangolu.

4. Favori rujum Avon'un Extra Lasting uzun süre kalıcı rujların rose creme rengi

5. Paris Hilton Sheer her zaman favorimdir yazı kışı yok.

6. Aksesuar kullanmayı pek sevmiyorum ama malum Eskişehir'deyiz Ankaralı olsam da burada ki rüzgara alışabilmiş değilim o yüzden bu kış en sevdiğim 3 aksesuar atkım berem ve eldivenlerim olacak :)

7.Kışın çantamdan ayırmadığım 3 şey selpak,ıslak mendil ve dudak koruyucum.

8. Makyaj çantasına gelince zaten yüzüme hergün fondoten pudra vs süren biri değilim. Sadece göz kalemimi rujumu ve rimelimi yanıma alıyorum oda bana yetiyor.

9. 4 mevsiminde kendine göre güzel olduğuna inanıyor dördünü de ayrı seviyorum.Benim için kışın en güzel manzaraları ise karın yağması, kar yağdıktan sonra kalan manzara, kartopu oynayanların o manzarayı daha da güzel kılması... en sevmediğim manzaralarıda var o güzelim beyaz karın çamur rengi olması mesela

10. Kullandığım saç ürünümde Gliss in sıvı saç kremi 


11. Cilt temizliği için Niveanın yüz temizleme jelini ve Avon solutions nemlendirici kremlerini kullanarak temizliğimi / bakımımı tamamlıyorum. 









İşte benim kullandığım ürünler kışla ilgili düşüncelerim bunlar. Resimlerle alakalı hala bir sorunum var resimlerimi bilgisayara atamamaktayım o yüzden bu sefer bunlarla idare etmenizi rica ediyorum ve özür diliyorum. Yazıda kullandığım resimlerde aslında kullandığım ürünler kremlerden mangolu olanı kullanıyorum Nivea'nında her türlü dudak koruyucusunu kullanabilirim ama şu vişneli kullanıyorum.

Umarım hoşunuza gitmiştir.eğer sizde bunu kendi blogunuzda denerseniz bana yorum bırakmanızı rica ediyorum. Kışın sizin de neler yaptığınızı merak ediyorum. Bu yazıyı gören duyan herkes bunu yapabilir. Hepinizi tagledim :) (etiketledim de olur) 

Mutlu bir kış dileğiyle.







12 Kasım 2012 Pazartesi

Herkese Merhaba



ESKİŞEHİR'DEN MERHABA

Herkese merhaba. Bir iki ay önce Eskişehir'e geleceğimi ve gönderilere devam edemeyeceğimi ama en azından deneyeceğimi belirtmiştim. Nitekim yapamıyorum da ama size burada ki hayatımdan bahsetmek istiyorum.

Öncelikle neden yazamadığımı söyleyeyim. Eskişehir' de kendi evimde de kalsam burada güzel yemekleriyle evi kokutan annem yok bizde ne kadar yemek yapabiliyorsak artık. Arkadaşımla iyi yemek yapabiliyoruz ama yemek yapabilecek vaktimiz olduğunda. Diğer konularda paylaşım yapamamamın nedeni de yemeği yapacak zamanı ayıramayan adam vize zamanında oje bile süremiyor. Haliyle gösterecek bir şeyi olmuyor. Bunun için kusura bakmayın.

Gelelim Eskişehir' de neler var neler yok.

Ben Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü 1.Sınıf öğrencisiyim. Yatarak okuruz diye geldim. Tek yapamadığım yatmak. Belki ben fazla tembelim belki de gerçekten yatamıyorum. Belki her iki haftada bir Ankara'ya geçtiğim için hiç bir şey anlamadım. Ama olsun ben burayı sevdim. Üniversiteyi, arkadaşlarımı sevdim, düzenim hemen hemen oturmuş durumda. Her şey güzel yani :)
Daha şehri tanıma aşamasındayım tabi ama 4 yıl daha buradayım bol bol vaktim var bence :) 

Tek derdim bir buçuk saat arası da olsa hiç bir yer sizin eviniz gibi olmuyor olamıyor. Ben tek çocuğum. Sanılanın aksine fazla kibirli küçük dünyaları ben yarattım havalarındaki tek çocuklardan değilim. Kaprisli biri de değilim ama hayatımda şimdiye kadar hiç bir şeyle ben uğraşmamıştım. Reşit olunca insan haliyle her şeyle kendi uğraşıyor. İlk zamanlarda ne kadar buna alışamasam da aradan iki ay geçti ve artık bazı şeylere alışmış durumdayım.

Aslında size Eskişehir hakkında neler anlatacağımı neler söyleyebileceğimi bilmiyorum. Bunu Eskişehir' i öğrendikçe anlatabilirim sanırım ama sizin de sormak istediğiniz bir şeyler varsa sorun lütfen.

Bende elimden geldiğince buraya bir şeyler yazmaya çalışacağım. Kendinize iyi bakın.

30 Ağustos 2012 Perşembe


YOLCULUK VAKTİ

Gidiyorum. Üniversite okumaya Eskişehir' e gidiyorum.

Zaten çok sık yazamadığımın farkındayım şimdi belki de iki ayda üç ayda bir yazarım. Hatta son zamanlardaki aksaklığın kusuruna bakmayın çünkü bunların tamamı bu stres yüzünden gerçekleşiyor.
Eskişehir' e gidiyorum Ankara' da yaşayan biri için çok uzak da sayılmaz ama malum öğrenci hayatı bana pek izin verecek gibi durmuyor.

Neyse aslında başka şeyler söylemek için bu yazıyı yazıyorum.

Bu yavaşlığıma ve belki dışarıdan öyle gibi duran ilgisizliğime rağmen takip eden herkese teşekkür ederim :)

Umarım yakında tekrar görüşürüz.

6 Ağustos 2012 Pazartesi

Biraz Değişiklik

THE WANTED


Bu aralar blogla fazla ilgilenemiyorum kusura bakmayın. Girmişken de ufak bir şeyler paylaşayım dedim.
Karşınızda THE WANTED .

24 Temmuz 2012 Salı

Türk Kahvesi

DOST KAHVESİ


Burda sizlere kahve yapmasını anlatabilecek kadar iyi Türk Kahvesi yaptığım söylenemez ama güzel bir dostun şekerli kahvesini ve güzel bir günün tatlılığını az da olsa size iletebilirim.

Hayırlı Ramazanlar dilerim.

Esra' ya Sevgiler :)



19 Temmuz 2012 Perşembe

Limonata

MINCIK LİMONATA




Yazın vazgeçilmez serinletici lezzeti limonatanın bir başka yapılış şekli. Bildiğimiz limonata ama mıncıklanarak yapılıyor.

Malzemeler;
  • 7 adet orta boy limon
  • 4,5 kahve fincanı şeker
  • su
Yapılışı;
Limonları iyice yıkadıktan sonra elimizin altında merdaneymiş gibi hafifçe bastırarak eziyoruz. Bunu her limon sıkma işleminden önce yaparsak limondan elde edeceğimizi su daha fazladır onu da belirteyim. Bu işlemin ardından limonlarımızı dörde bölüyor ve üzerine şekerimizi ilave ediyoruz. Limonlarımızı mıncıklayarak suyunu çıkarıyoruz. Kabuklarıyla beraber sanki hamur yoğururmuşçasına limon ve şekerleri yoğurduğumuzda kabuğun araması çok güzel çıkıyor, suyundan % 100 verim elde ediyoruz. Yani limonumuzun hiç bir şeyi boşa gitmiyor. En sonunda bir süzgeç yardımıyla çekirdekleri ve kabukları konsantre limonatamızdan ayırıyoruz. Bu işlemde de kabukları tek tek iyice sıktığınızdan emin olun. Ardından üzerine yaklaşık olarak 5 6 bardak su ilave edip karıştırıyoruz. Soğutup güzelce içiyoruz.

Birde bir tavsiye vermek gerekirse limonatanıza maden suyu ekleyerek içmeyi hiç denediniz mi?

AFİYET OLSUN :)





10 Temmuz 2012 Salı

Kız Kıza

ARKADAŞ TOPLANTISI



İki oje hastası kız yan yana gelirse ojeleriyle denemeler yaparlar. Bende sevgili arkadaşım FİRDEVS ile yan yana gelince Firdevs Hanımın elleriyle biraz oynayalım dedim. Zaten sürmüş olduğumuz ve kalmasını istediği koyu pembe ojelerine açık bir pembe ile french manikür yaptık. Umarım beğenirsiniz. Renklerse şöyle
Cecile 78, Flormar 127.


FİRDEVS'E SEVGİLER :)



9 Temmuz 2012 Pazartesi

Miss Çorba

AYŞE YENGE ÇORBASI



Bizim ailemizin vazgeçilmez çorbası. Bu çorbayı yiyen bir daha bir daha bir daha yemek istiyor. Sevgili (aynı zamanda rahmetli) Ayşe Yengemin bu çorbasıyla tanıştığımda çok küçüktüm.Tekirdağ'da yazlıklarında kalıyorduk. Çocukken bazen karışık şeyleri sevmezsiniz. Bana o kadar karışık gelmişti ki içememiştim. Ayşe yengem duruma el koymuştu." Hadi be kızım içiver benim için sonra diceksin (Anne tarafımdan akrabamız olur Ayşe Yengemler. Bu detayı niye verdim annemler Bulgaristan dan gelme ve haliyle yaşlı olan aile bireylerimizde çok beğendiğim farklı bir konuşma tarzı var. Bende yazıya ancak böyle aktarabilirim dedim. ) Ayşe Yenge ver biraz daha diye" . Ayşe Yengem haklıydı. O günden sonra bu çorbadan hep içtim. İçiş o içiş. Bu çorba sülalemde patladı gitti. :) Bende dedim biz bu kadar beğenirken bu lezzeti paylaşmamak ve Ayşe Yengemi bir kez daha anmak için sizinle bu özel çorbayı paylaşmak istiyorum.

Malzemeler;
  • 1 orta boy soğan
  • 1 orta boy patates
  • 1 veya biraz daha fazla avuç hesabı şehriye
  • 1 yumurta
  • 4 kaşık yoğurt
  • tavuk otu (sanırım Türkiye' de zahter kekiği deniyormuş,detayları anlatacağım)
  • 1 yemek kaşığı limon suyu
  • tuz , karabiber
  • 2 yemek kaşık yağ
  • 1 tavuk bulyon
Yapılışına geçmeden önce şu tavuk otunu anlatmak istiyorum. Anneannemler tavuk otu derlermiş Bulgaristanda. Biz bu otu oradaki akrabalarımızdan istiyorduk ya da gidenlerden rica ediliyordu getirtiliyordu. Sonra bu ottan Eskişehir'de satıldığını öğrendik. Biz görüntüsünden ve kokusundan ne olduğunu anladığımız için isim de pek önemsizdi bizim için. Annem de biraz araştırmış. Sanırım bu ot zahter kekik olarak geçiyor. İşin özü bu ottan bulabilirseniz her tavuk yemeğinize katabilirsiniz çünkü tüm tavuk yemeklerini inanılmaz güzel  yapıyor. Ne de olsa tavuk otu sonuçta.

Yapılışı;

Soğanları ve patatesleri küçük küçük doğruyoruz. Özellikle çorba içinde soğan sevmezseniz soğanları baya küçük doğrayın.Patatesler de küçük küp şeklinde olacak. Soğanları 2 kaşık yağımızda patates ve tuzla birlikte iyice kavurduktan sonra içine suyumuzu ve şehriyelerimizi ekliyoruz. Onlar o şekilde kaynamaya başladıktan sonra 5 dk da pişmeleri için bekliyoruz ve terbiyesine geçiyoruz. Yoğurt ve yumurtamızı ayrı bir kapta çırpıp içine limon suyumuzu ekliyoruz. Kaynayan suyumuzun içine ılıştıra ılıştıra ekleyip bütün terbiyeyi çorbamıza karıştırıyoruz. Bundan sonra kaynamaya başlayınca tavuk otumuzu ve karabiberimizi ekleyip çorbamızı hazır hale getiriyoruz.
Not: Tavuk bulyon arzuya göredir. Biz hep koyarız. Tavuk suyu varsa boşverin bulyonu suyundan koyun. Hatta birazda etinden ohh miss.

AFİYET OLSUN :)

Seni özledim Ayşe Yenge. Bak şimdi dostlarımda senin çorbandan içecekler. İyi ki yedirmişsin zamanında bana bu çorbadan





7 Temmuz 2012 Cumartesi

Puantiye

BEYAZ PUANTİYELER :)


Puantiyelere bayılıyorum. Çeşitli ve birbirine uyan renklerle çok renkli, bir o kadar sade ve çok güzel duruyor. Bu puantiyeler Golden Rose 212 ve Golden Rose 04 numaralı ojeleriyle yapıldı. Puantiyelerimi de bir toplu iğneden yardım alarak yaptım. Eğer denerseniz ve beğenirseniz lütfen tırnaklarınızı benimle paylaşmayı unutmayın

    İYİ EĞLENCELER    :)

4 Temmuz 2012 Çarşamba

Muffin

 MUZLU MUFFİN


Çok tatlılar bence. Onlar aslında muzlu muffindi. Tuğçe dokundu böyle oldu. Bu tarif uzmantv.com daki muffin tarifi. Ben de öyle yapacaktım. Ama kakao ya da çikolata ya olan düşkünlüğüm bu güzel muffinleri de zenci yaptı. İşte geliyorlar .

 Malzemeler;
  • 3 adet muz
  • 2 su bardağı un
  • yarım su bardağı süt
  • 2 yumurta
  • yarım çay bardağı yağ
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket şekerli vanilin 
  • yarım su bardağı şeker
  • 1 tatlı kaşığı karbonat
Birde sevgi. Bu güzelliklerin öyle güzel olmasını istedim ki içine fazla sevgi kaçmış olabilir.

Yapılışı;
Muffinlerimizi yapmaya başlamadan önce bütün sıvı malzemelerimizi oda sıcaklığını gelmesi içi önceden buzdolabından çıkarıyoruz. İlk öncelikle şeker ve yumurtalarımızı bir miktar çırpıp içine sıvı malzemelerimi karıştırıyoruz. Sonra vanilinimizi katıp çırpıyoruz.3 adet tam olgunlaşmış muzumuzu son anda soyup, bir çatal yardımı ile eziyoruz ve karışımımızın içine ekliyoruz. Unumuzu, kabartma tozumuzu ve karbonatımızı birbirine karıştırıyor ondan sonra sıvı karışımın içine ekliyoruz. Yalnız bu işlemden sonra artık hamurumuzu düşük devirde çırpıyoruz. Bundan sonrasıysa artık sizin. Muzlu muffinlere başka en çok ne yakışır. Benim tercihim kakaoydu ve içine 1 belki 2 çorba kaşığı kakao koydum isteğinize bağlı ceviz fındık fıstık ne isterseniz. 175 derecelik fırında kapağını hiç açmadan pişiriyoruz. Sevgiyi unutmadınız değil mi? İster süslerken ister yapım aşamasında her an sevginizi kattığınızdan eminim. Ben muffinlerim bana gülsünler istedim bunu yaptım. Peki sizinkiler nasıl olacak?
lütfen denerseniz bana da bir resim göndermeyi unutmayın 

AFİYET OLSUN :)
Önemli not: Eğer keklerinizi şekerli seviyorsanız şekeri arttırmayı unutmayın.

2 Temmuz 2012 Pazartesi

Pizza Pizza


KOLAY PİZZA

Farklı bir şeyler denemek istiyorsanız eğlenceli ve farklı bir tarifle kendi pizzanızı yapabilirsiniz. Ben bu tarifi sanırım televizyonda hatta Oktay Ustanın  programında görmüştüm denemek istedim hatta ilk denememin üzerinden 1 yıl bile geçti. Geçenlerde tekrar yapalım da bir yiyelim dedim ve yaptım. Tabi birde sizinle paylaşmak istedim.

Malzemeler;
  • Milföy hamuru
  • İstediğiniz çeşit iç malzeme ( ben taze soğan, sosis, sucuk kullandım)
  • 1 çorba kaşığı ketçap
  • 1 çorba kaşığından çok az fazla salça
  • Ilık su 
  • 1 çorba kaşığı yağ
  • tuz karabiber pulbiber vs istenen bütün baharatlar
  • istenilen miktarda kaşar peyniri
Yapılışı ise şöyle..

Milföy hamurlarımızı yan yana koyup bir merdane yardımız ile birleşmelerini sağlıyoruz. Hamurları birleştirdikten sonra bir çatal yardımı ile üzerinde delikler açıyoruz. Bu delikler hakkında söylemek istediğim bir kaç şey var. Eğer bu delikleri açmazsanız milföy hamurları kendi özelliğini göstererek kabaracaktır. Eğer pizzanızı o şekilde istiyorsanız delikleri çok sık yapmanıza gerek yok. Pizzanız ince hamurlu olsun istiyorsanız delikleri sıklıkla yapmanız gerekiyor. Sırada sosunun hazırlanışı var. Bunun içinde bir parça ılık suda  salçamızı eritiyoruz. İçine ketçabımızı ve diğer baharatlarımızı katıyoruz. Tabi kaşarlarımızı  rendeledik malzemeleri de istediğimiz ölçüde de kestik . Önce sosumuzu hamurun üzerine yayıyoruz ve sonra malzemelerle sanatımızı konuşturuyoruz. Yaklaşık 200 derecelik fırında pişene kadar pişiriyoruz.
Afiyet olsun .  :)




23 Haziran 2012 Cumartesi

YAZ ETKİNLİKLERİ

Yaz gelmiş boş durur muyuz ? Gezeriz, tozarız çekilişlere katılırız . İşte yine bir çekiliş daha :)


20 Haziran 2012 Çarşamba

Gazete Tırnakları

GAZETELERDE BUGÜN


Bugün daha önce de denediğim ama pek başarılı olamadığım, bu günde yaptıklarımı beğendiğim gazete tırnaklarını yaptım. Bu halleriyle benim çok hoşuma gidiyorlar. Umarım sizinde hoşunuza gidiyordur. Bunun için malzemelerim ise şöyleydi.


Golden Rose marka  118numaralı ojesi.
Tırnağınız için kesilmiş küçük gazete parçaları.
Biraz alkol.


Golden Rose marka ojemizi 2 kat sürüp tamamıyla kuruyana kadar bekliyoruz. Sonra da tırnağa kopyalama işlemine geçiyoruz.


Tırnağımızı alkolle ıslattıktan sonra gazete parçalarımızı alkole batırıyoruz. Islanan gazete parçasını tırnağımıza yapıştırıyor üzerine bastırarak 30 saniye kadar bekliyoruz. 30 saniyenin sonunda hafifçe tekrar gazete kağıdının üzerinden tırnağımıza alkol sürüyoruz ki gazete parçaları ya da her hangi bir kağıt artığı tırnağımız da kalmasın. Yavaş ve nazik bir şekilde gazete parçasını tırnağımızdan kaldırıyoruz. Alkol uçup gittikten sonra da güzelce parlaması için cilasını sürüyoruz. 


Yazıyor yazıyor. Artık tırnaklarda da güncel olaylar yazıyor. 
İyi eğlenceler .



19 Haziran 2012 Salı

Peynirli Menemen



Malum okullar bitti. Dershaneler de paydos. Evde kalan benim gibi genç ve yeniliğe açık, kolaycı gençler de ne yapar? Kendi kafasına göre yemek tarifleri. Sabah sabah canınız yumurta ister ama sadece yağda yumurta yemek istemeyip içine bir şeyler de katmak ister sizin bu canınız. Katıp karıştırıp menemen yaptıktan sonra da bir bakmışsınız canınız peynirde istiyor. İşte o zaman ortaya bu çıkar. Tuğçe usulü çeşnisi bol, tadı güzel mutlu mu mutlu PEYNİRLİ MENEMEN. Gelsin malzemeler;

Malzemeler;
  • 1 adet soğan 
  • 1 adet domates
  • 1 adet biber
  • 2 yumurta
  • istenilen miktarda, istenilen çeşit peynir
  • tuz karabiber pul biber ( menemenin olmazsa olmazları)
Ben bunu sadece kendime yaptığım için bu kadar az yaptım ama siz malzemeleri arttırarak istediğiniz gibi bir menemen yapabilirsiniz.

Yapılışı;

Soğanımızı küçük küçük doğradıktan sonra yağda kavurmaya başlıyoruz. Ardından biberlerimizi , en sonda domateslerimizi olmak üzere sırası ile soğanımıza ekleyerek kavuruyoruz. Onlar bir yanda kavrulurken biz yumurtamızı ve peynirimizi sanki omlet yapar gibi başka bir kapta çırpıyoruz. Kavrulan menemen malzemelerimize ekleyip menemenimizi tamamlıyoruz.

AFİYET OLSUN :)

Not: Ben yeni şeyleri denemeyi severim ama eğer ki siz bu konuda biraz çekingenseniz ilk denemenizde çok fazla peynir koymayın derim. Önce kendinizi alıştırın. Ondan sonra bol bol istediğiniz gibi yaparsınız. Tekrar afiyet olsun.

17 Haziran 2012 Pazar


Eğlenebileceğiniz ve sevdiklerinizle paylaşabileceğiniz güzel bir şarkı. İyi dinlemeler :)

15 Haziran 2012 Cuma

LYS

LYS 18 yaşına gelmiş öğrencilerin korkulu rüyası, girdikleri yarış, belki boşa giden belki kazanılmış bir deneyimdir. Bende lyszedelerdenim ve yarın girecek olduğum sınav için bunu yaptım. (Muhtemelen siz bu yazıyı 16 Haziranda okuyacaksınız ama bunlar lys sancıları hoş görün ) Bende sevgili Lisans Yerleştirme Sınavı için yaz ojelerimi kullanayım dedim . İyi de oldu. Kısa tırnakta pek bir şeye benzemese de ben yaptım stres attım. 

Alt tabaka için bunu kullandım. 2 kat sürerek bu rengi elde edebilirsiniz. Sonrasında evde kendi yaptığım ince uçlu oje fırçasıyla da tırnaklarıma şunları yaptım. 

Bu kadar kötü olduğu için kusuruma bakmayın ama ne hikmetse yaparken zangır zangır titredim. Sanırım akşam akşam onları sevgiyle andığımı görünce onlar da beni andı.

Bol şans dileyin hepimize ve herkese başarılar.
Geliyoruz LYS1 bekle bizi :D

13 Haziran 2012 Çarşamba


CİLT BAKIMI


Bugün sizlerle cildime şu aralar kullandığım temizleyiciyi ve nemlendiriciyi tanıtmak istiyorum. Ben bu yeni çıkan Avon Solutions serisinin Freshest Pure çift fazlı yüz temizleyicisi (sağda) ve nemlendirici jelini (sol alt, üstündeki de boş kutusu :)) kullanıyorum.
Temizleyicisi normal temizleyicilerden farklı. Çift fazlı şeklinde geçmesinin nedeni de yarısının su yarısının yağ gibi bir içerikten oluşması. Yağ dememe bakmayın öyle dememin nedeni birbirine karışmayan yapıdalar cümlesine örnek vermek için. Temizlemesi güzel ama tabi ki temizleyici jellerle de karıştırmamak lazım.
Nemlendiriciye gelince tek üzüldüğüm noktası güneş ışınları hakkında her hangi bir koruma faktörünün bulunmaması. En azından bir 15 faktör beklerdim. Birde jel şeklinde, krem gibi değil kullanışı daha kolay gibi ama benim için krem ve jel fark etmezdi.

Ürüne kötü demiyorum ama bakım yaparken de cildinizi fazla zorlamayın benden küçük bir uyarı güzel olacak derken kötü olabilir. (Kötü olmadı sadece cilt tipleriyle gerçekleşebilecek varsayımlar. ) Kısacası bazen bakımı fazla abartmak daha kötü yapabilir demeye çalışıyorum. Kendinize ve cildinize iyi bakın .
:)



10 Haziran 2012 Pazar

YAZ GELDİ 

Eh artık herkesin beklediği iple çektiği yaz geldi. Her yerde cıvıl cıvıl renkler, elbiseler, ayakkabılar, ojeler... 
Eh bizlerinde bu renklere bir yerden başlayarak ayak uydurmanın vakti geldi. İşte karşınızda "Golden Rose Yaz Ojeleri"  
(benim seçtiklerim)


Başlangıç olarak bu altı ojeyi yazın cıvıl cıvıl renklerinden seçtim. Hepsi bir harika, hepsi tırnak üzerinde şahane. Kusura bakmayın bu ojeleri size tırnaklarımın üzerinde gösteremiyorum çünkü halihazırda ve benim düşünceme göre oje için biraz kısalar.Ama en yakın zamanda makyaja hazır olacaklar. Bende şimdilik bu ojelerin rengini kağıt üzerinde göstereyim dedim.


Şimdide soldan sağa doğru numaraları geliyor. Sarı renkli olan goldenrose 209, mor olan (rengi belli değil kameram için kusura bakmayın en kısa zamanda onu da düzelteceğim) 126,turuncu olan (iki kat sürmeniz gereken ojelerden rengini o zaman tam veriyor) 227, pembe olan 91, mavi olan 212, turkuaz olan  ise 222 numara. Beğendiyseniz alın, sürün, eğlenin, yazı cıvıl cıvıl geçirin. :)

Bu arada tüm bu ojelerin tanesini 1.25 türk lirasına aldım ;)

8 Haziran 2012 Cuma

Şahane Hatalar




Çoğu insan yaşamından mutlu değildir. Keşke başka tercihler yapsaydım. Keşke onu değilde bunu seçseydim diyen çok insanla karşılaşmışızdır .Peki hayatımızı yönlendirirken bu şansımız olsa tercihlerimiz değiştirme şansı olsa ne yaparız? Geri dönecek miyiz? Diğer seçenek bizi daha mı iyiye götürecek? Bunları bilemeyiz ama bu hayatı da bu kitap sayesinde deneyebiliriz. 

Kitap aslında çok güzel. Ama bizim için bir tek fark var. O da kültür farklılığı. Haliyle zaten bunu bazı kitaplarda yaşıyoruz. Bizde olmaz böyle şeyler dediğiniz olaylar olabilir. Belki de en yakınınızın başına gelmiş şeyleri de yaşayabilirsiniz.

Hadi seçim sizin.Kendi hayatınızı yaşayın.
 :)

29 Mayıs 2012 Salı

AKLINDAN BİR SAYI TUT


AKLINDAN BİR SAYI TUT

Aklınızdan bir sayı tuttunuz. Bende bunu bildim diyelim. Benim hakkımda ne düşünürsünüz. Sizi yakından mı tanıyorum? Gizli güçlerim ya da zihin okuma yeteneklerim olabilir mi? Peki size desem ki " Aldıklarını geri vereceksin vermiş olduklarını aldığın zaman..." . Soru şu aslında BEN KİMİM VE SİZDEN NE İSTİYORUM?

Kolay kolay unutamayacağınız okurken bırakmak istemeyeceğiniz bir kitap daha. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar .

15 Şubat 2012 Çarşamba

FUNİKA

Yapması biraz zahmetli ama yemesi bir o kadar kolay ve lezzetli..İşte FUNİKA'nın tarifi
Malzemeler;
funika için..
  • 1.5 su bardağı yoğurt
  • 1.5 su bardağı şeker
  • 1 tatlı kaşığı (silme) karbonat
  • 1 tatlı kaşığı amonyak sodası
  • 1 bardak sıvı yağ
  • 3 yumurta
  • vanilya
  • aldığı kadar un
kreması için...
  • 1 kg süt
  • 5 çorba kaşığı dolusu un
  • 2 yumurta sarısı
  • 1 kaşık margarin
  • 1 su bardağı şeker
  • vanilya
yapılışı ise şöyle..
Hamur için olan bütün malzemeler yoğurulduktan sonra hamuru dört parçaya bölüyoruz.Hamurun kıvamı yumuşak olmalı.Yumuşak hamurumuzu yarım santim kalınlığında çok ince olmayacak şekilde açıyoruz.2 cm kalınlığında ince uzun şeritlere bölüyoruz.Funikalaramıza huni şeklini vermek ise biraz daha karmaşık ve zor.Marketlerden satın alabileceğimiz aliminyum folyo sütlaç kaplarını huni yapmamız gerekiyor.Bunun için bu sütlaç kaplarının kenar kalın kısımlarını makasla ayırıyoruz.Kaplarımız kare şekline geliyor ve bu kareleri karşılıklı köşelerinden keserek iki üçgene ayırıyoruz.Bu üçgenleri de çevirerek hunilerimizi hazırlıyoruz.
    Olması gereken huniler bunlar.Hamurumuzdan kestiğimiz ince uzun şeritleri bu hunilerin etrafına doluyoruz.Deniz kabuklarına benzeyen şekilde bu funikaları hazırlıyoruz.Yağlanmamış tepsiye diziyoruz.Altı ve üstü açık fırında 275 derecede pembeleşinceye kadar pişirin.Bu esnada çok dikkatli olunması gerek funikalar hemen yanabilirler.Bunlar oluren funikamızın içini dolduracağımız kremamızı pişiriyor ve ılımasını bekliyoruz.Fırından çıkan funikalarımızın içindeki folyoları dikkatlice ayırıp içlerini bu kremalarla dolduruyoruz.Kreması içinden akmasın diye ağzını çekilmiş cevize batırıyoruz.Süslemek için de pudra şekeri ile üstlerini kaplıyoruz...
    Mmm şimdiden çok lezzetli oldu değilmi birda yaptıktan sonraki lezzet şölenini görün.Bu arada funika aslında huniden geliyor.Huni tatlısı söylene söylene enfes funika olmuş..
    Afiyet Olsun...

22 Ocak 2012 Pazar



1984

Okuyun.Bu kitabı okuyun.George Orwell'ın bu kitabını okuyun.1984 adlı kitap kötü bir ütopya örneğidir.Gerçekleşmese bile neler yapılabileceğinin bir göstergesidir.İlginç ve farklı bir kitap.Karamsarlık hiç bir zaman size bu kadar yakın duramaz..

(Not: Israrla okuyun dememin nedeni hala bu kitabı anlatabilecek kelimeleri bulamamamdandır.)