14 Temmuz 2014 Pazartesi

Sizin Motivasyonunuz Ne? #2

Okuma maratonumuzdaki 2. kitabımız 



Koşmasaydım Yazamazdım
Haruki Murakami

Bu kitabı da e-kitap olarak okudum. Aslında kitabın başlarında ben mi kitabı okudum yoksa kitap mı beni okudu bilemiyorum. Daha sonrasında ise kitabı okumak benim için bir arayışa dönüştü. Bende kendimi aradım bu sayfalarda.
Kitabın arka kapağında bizim için şunlar yazıyor:

"Murakami Bey, insan sizin gibi sağlıklı bir yaşam sürünce zamanla roman yazamaz hale gelmez mi?”

Arada sırada insanlar bu soruyu sorar bana. Roman yazmak, sağlıksız bir 
eylem; yazar olan kişi de sağlıklı olmak dediğimiz çemberden uzak bir yerde, mümkün olduğunca sağlıklı denemeyecek bir yaşam sürmek zorundaymış gibi. 

Biz roman yazmaya çalıştığımızda, insanlığın temelinde bulunan zehir gibi bir şeyi istemesek de çekip çıkarır, görünür kılarız. Yazarlar az çok bu zehre maruz kalır. Bu zehir işin içine girmediği sürece, gerçek anlamda yaratıcılık 
eylemi ortaya konulamaz çünkü (tuhaf bir benzetmeyle söyleyeceğim
ama balonbalığının zehirli kısmının aynı zamanda en lezzetli kısmı olmasıyla tıpatıp benzeyen bir durum galiba). Ama gerçekten sağlıksız olan şeylerle uğraşmak için insan mümkün olduğunca sağlıklı olmak zorundadır. Bu, benim tezim. Yani sağlıksız bir ruh bile, yine sağlıklı bir vücuda gereksinim duyar. İşte bu yüzden, böyle biri sanatçı olamaz, dense bile ben koşmaya 
devam ediyorum.

Haruki Murakami’den bir tutku olarak koşmak ve bu tutkuyla terbiye edilen yazma eylemi üzerine eşsiz bir metin... Koşmasaydım Yazamazdım kendini “utangaç biri” olarak tanımlayan yazarın belki de en kişisel kitabı.

Kitabın başlığı yazarın çok sevdiği başka bir yazarın öykü derlemesi kitabından esinlenilmiş.( Bu bahsettiğim yazar Raymond Carver- What We Talk About When We Talk About Love) ( Koşmasaydım yazamadım kitabının orijinal ismi Hashiru koto ni tsuite kataru toki ni boku no kataru koto, ingilizce ismi de What I Talk About When I Talk About Running)
 Ve kitap 169 sayfa.

Bu kitabı okurken zorlanmadım diyemem çünkü bu tarz kitapları okumayı oldum olası sevmemişimdir. Okumaya başlamış olmak benim için bitirme zorunluluğu getirdiğinden bende bitirdim. Kitabın sonlarına doğru okumayı istiyordum onu da itiraf etmem gerek.

Kitabın sonunda kendimi bulmadım elbet ama kendimi bulmaya bir adım daha attım.

İyi okumalar...


12 Temmuz 2014 Cumartesi

Okuma Maratonu Başlasın #1

Bu biraz geç kalmış bir yazı olabilir ama geç olsun güç olmasın demişler. Yaz başladığından beri (ki benim için 20 haziranda başladı) yapmak istediğim bolca dinlenmek,bolca kitap okumak ve  oyun oynamak. (oyundan kastımda League of Legends)
Hazır Ramazan ayındayken ve bolca zamanım varken bu zamanı değerlendirmek için kendimi kitaplara vurdum. Okudukça da sizinle paylaşmak istedim.

İlk olarak;

Kristen HARMEL 

Gökyüzünde Yıldızlar Parladıkça kitabını sizinle paylaşmak istiyorum.

Bu kitabı e-kitap şeklinde okuduğum için elimde kendi çektiğim bir fotoğraf yok bu yüzden kusura bakmayın.
Gelelim kitap hakkındaki düşüncelerime. Kitap sürükleyici, kısmen akıcı bir dili var. 2 ya da 3 günde bitirmiştim. Ben severek okudum.
Kitabın arka kapağında ise şunlar yazıyor.
" Umuda her zaman açık bir kapı bırak.
Küçük, sevimli pastanesinde dünyanın en leziz turtalarını satarak insanları mutlu eden Hope, güçlü görüntüsünün ardında kırılgan kalbi olan bir kadındır. Kızı ve büyükannesiyle  çevrili küçük dünyası, bir gün kendisinden istenen son bir dilekle tamamen değişir.

Ona verilen bir isim listesiyle Amerika'dan büyülü şehir Paris'e doğru yola çıkan Hope, bu sayede büyükannesinin Nazi kamplarında yitirdiği geçmişinin izlerinde duygu yüklü bir gezintiye başlar. Anılarında kaybolmuş bu yüzleri tekrar görebilmek umuduyla hayata sımsıkı sarılan bu güçlü kadının başından geçenleri okumak, insanı mucizelerin yaşamın büyülü parçaları olduğuna inandırıyor. "


Sayfa sayısını merak edenler içinde kitap 505 sayfa.

Bunun yanı sıra benim bu kitapta hoşuma giden bir diğer şeyde kitabın içinde küçük kek ve turta tarifleri olması. Ramazandan sonra denemeyi bile düşünüyorum.

İyi okumalar...


5 Ekim 2013 Cumartesi

Öğrenci İnsan Ne Yer? #9 (Peynirli Yumurta)


Öğrenci olabiliriz ama kahvaltımıza dikkat etmemiz şart. Ben ikinci öğretim olduğum için bu cümleyi söylemem çok daha rahat oluyor. Normal öğretimdeki arkadaşlarım için ise aynı şey söz konusu değil.

Ancak hepimizin hafta sonları var ve bu hafta sonlarında güzel bir kahvaltıyı hepimiz hak ediyoruz. :)

Bizde ev arkadaşımla bu görmüş olduğunuz kahvaltıyı yaptık. 

Çayıyla, zeytiniyle, peyniriyle,balıyla, kahvaltılık sosu ve peynirli yumurtasıyla (omlet de diyebilirsiniz) bir kahvaltı yaptık.

Peynirli yumurtamızı ezine peynirinden yaptık. Peynir bir güzel eridi yumurtayla da buluşunca enfes bir tat oldu. 

Bu güzel hafta sonunda dener ve sevdiklerinizle afiyetle yersiniz umarım.

Afiyet Olsun :)

3 Ekim 2013 Perşembe

Neutrogena Visibly Clear Pink Grapefruit


Bu günlük peeling jeli çok severek ve isteyerek almıştım. Yarısına kadar da kullandım. Her seferinde yüzümde bir tane sivilce çıkıyordu. Bir tane fazla değil. Önceleri hava değişikliğindendir, strestendir diye düşünüp başka şeylerde suç aramıştım ama suç bundaymış.

Bunu jeli ilk aldığımda final dönemimdeydim. Benim de 1-2 dersten sıkıntım vardı. Bu jeli ne zaman kullansam bak yine sivilcem çıkmış şimdi fark ettim stresten herhalde diye düşünüp kullanmaya devam ettim. O derslerin yükünden de kurtulunca hiç bir sıkıntım kalmamışken sivilceler hala devam ediyordu. Bende yüzümde kullandığım ürünleri durdum ve bir suçluyu buldum.

Neden böyle olduğunu bilmiyorum ama bir arkadaşımda da aynı sorun olmuş. Bende " Eskişehir' de bizimle değilsin" dedim ve Ankara'da yollarımızı ayırdık. Anneme bol şans.

Bu noktada size bir sorum olacak. Sizde bu jeli alıp kullanamayanlardan mısınız? Yoksa severek mi kullandınız? Bende neden böyle bir şey yapmış olabilir?

Şimdiden teşekkürler. :)